Geri

MEB Bursuyla Yurtdışında Okumak

MEB Bursuyla Yurtdışında Okumak

Merhabalar! Ben Elif Darıcı. 2015 yılında Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldum. Mezun olduğumda lisans öğrencisiyken amatör olarak yürüttüğüm editörlüğü profesyonel olarak yapmaya başladım. Özel bir yayın kuruluşu tarafından yayınlanan bir dergide editör olarak çalışırken bir taraftan da kariyerime akademik hayatta devam etmek istediğim için Türkiye’deki yüksek lisans programlarını araştırıyordum. Bu sırada Milli Eğitim Bakanlığı’nın Yurtdışına Lisansüstü Eğitim için Gönderilecek Öğrencileri Seçme ve Yerleştirme Programı (YLSY) karşıma çıktı. Sosyal Psikoloji alanında çalışmak istediğim için ve bu alanın kültürlerarası bir çalışma alanı olması yurtdışında yüksek lisans yapmanın avantajlı olabileceği fikrini doğurdu ve ben de şansımı denemeye karar verip başvuru yaptım. Lisans not ortalaması ve ALES puanı ile yapılan ilk başvurunun ardından Ankara’ya mülakata çağırıldım ve burs almaya hak kazandım. Öncelikle kısaca YLSY Programı hakkında bilgi vermek istiyorum.

YLSY Programı kapsamında MEB, belirli bir kurum adına yurtdışına gönderilen öğrencilerin eğitim harcamalarının yanı sıra öğrencilere yaşam masraflarını karşılayacakları aylık bir burs temin ediyor. Devletin çeşitli kurumları ve üniversiteler adına belirlenen kadroların ilanının ardından burs almaya hak kazananlar tercih yapıyorlar. Kadro ilanları başvurduğunuz alana göre genel ya da belirli bir konu ile sınırlandırılmış olabiliyor. Örneğin bir üniversitenin kadro ilanı Psikoloji olarak genel tutulurken, bir başkasınınki Gelişim Psikolojisi olarak sınırlandırılabiliyor. Bunun yanında bazı kurumlar için sadece yüksek lisans eğitimini tamamlamanız beklenirken kurumların çoğu için yüksek lisans ve doktora eğitimi tamamlamanız bekleniyor. Eğer Türkiye’de tamamladığınız bir yüksek lisans varsa yalnızca doktora eğitimi için de bu burstan yararlanabiliyorsunuz.

Tercihlerin sonucunda zorunlu hizmet yapacağı kurumlar ve eğitim alacağı alanlar belirlenen öğrenciler MEB’in istediği resmi evrakları ve bursun yükümlülüklerini yerine getirmedikleri takdirde MEB’in ödeyeceği parayı geri ödemeyi kabul ettiklerine dair bir kefalet senedini MEB’e bildirdikten sonra resmi burslu öğrenci statüsüne geçiyorlar. Bu süreçte gitmek istediğiniz ülkeyi yine MEB’in belirlediği ülkeler arasından kendiniz seçiyorsunuz. Bursun en önemli yükümlülüğü, yurtdışında lisansüstü eğitimini tamamlayan öğrencilerin daha önceden belirlenen kurumda yurtdışında eğitim aldığı sürenin iki katı kadar süre zorunlu hizmet yapması. Bunun yanında başarısız olan öğrencilerin de burslarının kesilmesi ve geri ödeme yapmak durumunda kalmaları da söz konusu. Bu nedenle bursu almaya hak kazandığı halde sonra henüz kefalet senedini düzenlemeyip resmi burslu öğrenci statüsüne geçmeyen ya da MEB’in dil yeterliliğini karşılamak için öğrencilere tanıdığı süre içinde dil yeterliliğini sağlayamayan ya da devam etmek etmekten vazgeçip ilişiğini kesen öğrenciler de olabiliyor. MEB dil yeterliliğini karşılamak üzere resmi burslu öğrencilere 1 yıl Türkiye’de, 6 ay da yurtdışında dil kursu imkânı tanıyor. Yurtiçindeki dil kursları (gitmek istediğiniz ülkeye göre İngilizce, Almanca, Fransızca vs. olabilir) İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya gibi şehirlerdeki üniversiteler aracılığıyla veriliyor. 6 aylık yurtdışı dil kursuna gidebilmek için de IELTS’ten 5.5-6 civarında belirli bir puan almış olmanız gerekiyor. Bu dil kurslarına katılım zorunlu olmadığı için dışarıdan kendisi dil yeterliliğini karşılayanlar olabildiği gibi, yaklaşık 1,5 yıl süren dil kursu sürecine girmeden daha erken üniversitelerden kabul alıp öğrenimine başlayan öğrenciler de olabiliyor.

MEB’in yurtdışında gidebileceğiniz üniversiteler için çok fazla kısıtlamaları yok. Üniversitenin dünyadaki ilk 500 üniversitesi arasında yer alması ve sizin MEB’e taahhüt ettiğiniz alanla ilgili eğitimi veriyor olması gerekiyor. Üniversite başvuru sürecini ise kendiniz yürütüyorsunuz. Bu konuda yurtdışı eğitim danışmanlık şirketleri de başvuru sürecinizi kolaylaştırıyor. Bir üniversiteden kabul aldığınızda da kabul mektubunuzu MEB’e sunmanız ve onaylanmasını beklemeniz gerekiyor. MEB’in onaylaması halinde üniversitenin kayıt sürecini başlatabiliyorsunuz. Bu süreçte MEB eğitim masraflarınızın karşılanacağına dair üniversiteye sunacağınız (ve sonrasında vize başvurusunda da bir benzerini kullandığınız) bir sponsorluk yazısı veriyor.

Benim bu süreçte neler yaptığıma gelirsek. Ben sosyal psikoloji alanında yüksek lisans yapmak istiyordum ve İngiltere’ye gitmeye karar verdim. Ben de gerekli resmi evrakları tamamladıktan sonra MEB’e dil kursuna katılmayacağımı bildirip bir yandan editörlük yapmaya devam ettim. Ardından IELTS’e girip yeterli dil puanını karşıladıktan sonra 3 aylık bir deneme süreci gibi düşünerek işimden ayrıldım MEB’in sağladığı yurtdışı dil kursuna gittim. Bir taraftan da üniversitelerle ilgili araştırma yapmaya devam ettim. University of Kent’in yanında farklı üniversitelerden de kabul almıştım ancak alanımdaki hocaların çalışma alanları ilgimi çektiği için University of Kent nihai kararım oldu.

2017’nin Eylül ayında kendimi İngiltere’nin sevimli bir şehri olan Canterbury’de yüksek lisans eğitimi alırken buldum. İngiltere’de yüksek lisansın bir yıl olması kafamda soru işaretleri oluşturmadı değil. Her şeyi 1 yılda nasıl yetiştirebilirim diye başlarda çok düşündüm. Zira Türkiye’de hiçbir arkadaşım 2 yıldan önce yüksek lisans eğitimini tamamlayamıyordu. University of Kent’te dersler her biri 13 hafta süren 2 dönemi kapsıyordu ve bir yıl içinde de bir tez yazmamız gerekiyordu. Psikoloji bölümünde yazacağımız tezin deneysel bir çalışma içermesi gerektiği için daha 5. haftadan danışman hocamız ve tez yazacağımız konu belliydi. Bu nedenle 2. dönemde tez süreci başlayan diğer bölümlerdeki arkadaşlarımdan farklı olarak tez sürecim bir yıla yayılmış oldu. University of Kent’te psikoloji yüksek lisans programlarında iki döneme yayılan istatistik dersinin yanı sıra her dönem iki tane olmak üzere programınıza göre ders seçebiliyordunuz. İstatistik dersinin sınavı olurken diğer derslerin yükümlülükleri seçtiğiniz derse göre sınav, ödev teslimi, sunum gibi değişkenlik gösterebiliyordu.

University of Kent’te sosyal psikoloji bölümünde eğitim veren hocaların çalışma alanlarındaki çeşitlilik ve ortaya koydukları başarılı yayınlar benim de ufkumu genişletmemde çok yardımcı oldu. Aldığım her derste, öğrendiğim her yeni şeyde alanıma olan ilgim ve merakım daha da arttı, bir taraftan da kafamdaki sorulara yenilerini ekledim. Üniversitenin çok uluslu yapısı da farklı kültürleri tanımama, alanımla ilgili bağlantılar kurmama çok yardımcı oldu. Sonuç olarak zaman zaman yoğunluğu artan ama çok hızlı geçen bir yıl geçirdim. Şu anda yine sosyal psikoloji alanında devam etmek istediğim doktora için çalışma alanımı genişletmeye çalışıyorum ve başvuru sürecimi ilerletiyorum.

Son olarak biraz da şehirden bahsetmek iyi olur sanıyorum. Zira her ne kadar gitmeyi istediğiniz üniversite ve orada alacağınız eğitim tercihlerinizde öncelikli olsa da yaşadığınız ortamdaki rahatınızın akademik hayatınızı da rahatlattığı bir gerçek. Öncelikle University of Kent’in bulunduğu Canterbury oldukça sakin, küçük bir şehir. İngiltere’nin en eski ve ünlü katedralini de bünyesinde bulundurması nedeniyle tarihi bir önemi de var. Şehirde ve kampüste yoğunluğunuzun içinde nefes alabileceğiniz çok fazla alan var. İngiltere ikliminin herkesçe malum bütün olumsuz yanlarına rağmen bir öğrenci için yaşamın kolay olduğu bir şehir. Şehrin küçüklüğü nedeniyle zaman zaman sıkılıp farklı arayışlara düşmeniz durumunda da Londra’ya ulaşımının kolaylığı büyük bir avantaj olarak karşınıza çıkıyor. Zaman zaman yapabileceğiniz küçük kaçamaklarla kendinize farklı rahatlama alanları da açabiliyorsunuz.

Umarım yukarıda anlattıklarımla sorularınıza bir nebze olsun cevap bulabilmişimdir. İlginiz için teşekkür ederim.

University of Kent, Social Psychology MSc, 2018